{ "title": "Eleştiri Örnekleri", "image": "https://www.dilekceornegi.gen.tr/images/elestiride-ornekleri(1).jpg", "date": "22.01.2024 00:44:19", "author": "Yonca emine çelik", "article": [ { "article": "Eleştiri örnekleri, eleştiri bir durumun eserin ya da olayın iyi ya da kötü yanlarının belirtilmesidir. Onunla ilgili Uzman bir kişi tarafından yorumlanarak bilgiler verilmesidir. Eleştiri sadece olumsuz olacak diye bir şey yoktur. Olumlu eleştirilerde yapılmasına mümkündür. Bazı eleştiri örneklerine bakalım.

Eleştiri örneği, Gülün adı romanı bir masa başı romanı. Eco da söylüyor bunu. Romanı bitirdiğimiz zaman hiçbir kişi kalmıyor. Romanı asıl okutan polisiye öykü yanı. Polisiye öykü de bir defa okunup düğümleri çözüldü mü tamam. İkinci bir kez okumak zevk vermiyor. Fakat Gülün adı talihli bir roman. Çok satacak, çok okunacak çok sözü edilecek bir roman ama sadece bu kadar. Tekrar tekrar okuma isteği uyandırmayacak.

Eleştiri örneği, yazar bu eserinde toplumun bir gerçeğini belirtmek istiyor. Bir çevreyi görmüş bu çevrenin kişilerini biliyor ve tanıyor. Ama romanı okuyup bitirdikten sonra zihnimizde sadece bazı olaylara ait izler kalıyor. Bir de yazarın bunlara karşı tutumu yergici. Yazarın tutumunu ve öfkesini doğru buluyor ve okuyucu olarak katılıyoruz. Ama bu kitabı deneme ile röportaj arasında kalmaktan kurtaramıyoruz. Daha da doğrusu bir roman tadı alamıyor ve bu ikilem arasında kalıyoruz.

Eleştiri örneği, bu televizyon dizileri yok mu? Hiç ama hiç onaylamıyorum. Toplum ahlakını yerle bir ediyor. İnsanların aklına hiç olmayacak şeyleri yerleştiriyor. İnsanın hiç aklında olmayacak olan şeylerin aslında olabileceği sinyalini veriyor. Bizim gelenek ve göreneklerimize tamamen aykırı olan ilişkilerden yaşam tarzlarından bahsediyor. Gençler ve özellikle çocuklar bundan çok kötü etkileniyor. \" İzletme o Zaman \" diyenleri duyabiliyor gibiyim. İzletme de saat sekiz de hatta beşte koyuyorsunuz bu programları. Ben bu saatte nasıl çocuk uyutayım. Nasıl engel olayım. Bir yerde artık söz geçiremiyorsun. Hangi kanalı açsan aynı saçmalıklar. Eğitici hiçbir program yayınlanmıyor maalesef. Okullar, öğrenciler ile ilgili olan dizilerde öğrenciler öğretmene bağırıyor ve bu gayet normal gibi karşılanıyor. Çocukta okula gidince bunu rahatlıkla yapıyor. Bunlardan yüz buluyor. Bu programların yapılmaması gerektiğini, yapıldığında ya da yapılmak zorunda ise geç saatlere konulması gerektiğini düşünüyorum.

Eleştiri örneği, yeni şarkıcıların şarkılarında ne demek istediklerini anlayamıyorum. Eskiden şarkı da türküde sevgi anlatılırdı. Özlem ya da ayrılık, kırgınlık anlatılırdı. Şimdi kim ne diyor anlamıyorum. Üç beş kelimeyi bir araya getiren şarkı yaptı sanıyor. Anlamsız kelime topluluklarından başka bir şey değil şimdiki şarkılar. Anlamı ne diye yazana sorsan o bile açıklayamaz. Evet bunu gayet rahat söylüyorum. Çünkü hiçbir anlamı olmayan harf topluluklarından başka bir şey değil yeni oluşturulan şarkılar. Biraz daha anlaşılır bir amaç içeren bir duygu içeren şarkılara yönelim artsa her şey çok daha güzel olacak. Tabi benim asıl anlamadığım. Bu şarkıları delice son ses dinleyenler ve söyleyenler. Demek onlarda kalabalığa uymaya şarkı sözlerinden çok söyleyenin namına bakıyorlar.
" } ] }