{ "title": "Kısa Masal Örnekleri", "image": "https://www.dilekceornegi.gen.tr/images/kisa-masal-ornekleri.jpg", "date": "21.01.2024 00:20:42", "author": "Meftune Akpolat", "article": [ { "article": "
Kısa masal örnekleri, masal, halkın yaratmış olduğu, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa devam eden, olağanüstü durumları ve karakterleri anlatan hikayelerdir. Masallarda yer alan kahramanlar genellikle olağanüstü özelliklere sahiptir. Başlarda üzücü olaylarla başlayarak, genelde mutlu sonla tamamlanır. Masal tam anlamıyla hayal ürünü olup, gerçekle herhangi bir alakası yoktur. Giriş kısımları genelde tekerleme ile başlar. Daha çok çocuklara hitap eden metinlerdir ve çocukların anlayabileceği türdedir.

İki yiğit arkadaş

Çok eski yıllarda bir padişah varmış ve kendini korumak için iki muhafız arıyormuş. Bunun için ülkenin her tarafına haber göndermiş. Haberi duyan kişiler padişahın sarayına akın etmiş. Padişah muhafızları seçmek için bir sınav düzenlemiş. Huzuruna iki kişi gelmiş ve padişah onlara;
Siz ne zamandır arkadaşsınız? Diye sormuş.

Arkadaşlardan biri:
Çocukluğumuzdan beri arkadaşız demiş.

Padişah:
O zaman sizinle bir gezintiye çıkalım demiş.

Aslında padişahın niyeti gezmek değil adamları denemekmiş. Padişah yanlarında gelen diğer muhafızlara adamları deneyeceğini söylemiş ve onlara da bazı görevler vermiş. Padişah ve iki arkadaş epey yürümüşler. Arkalarından da diğer muhafızlar geliyormuş. Çok derin bir ırmağın kenarına gelmişler ve durmuşlar. Padişah iki arkadaştan biriyle konuşurken muhafızlar arkadaşını nehre atmışlar. Arkadaşının düştüğünü gören adam, padişaha, padişahım bu nehir çok derin ve akıntılı, eğer bende arkadaşımı kurtarmak için atlarsam ikimizde boğuluruz demiş. Padişah askerlerine emir vererek ırmağa attıkları adamı kurtarmalarını söylemiş.

Padişah adamlara dönerek sizi bir sınavdan geçirdim. Eğer arkadaşının arkasından nehre atlasaydın sınavı geçecektiniz demiş. En yakın arkadaşını koruyamayan kişiler beni hiç koruyamazlar demiş. Padişah kendini koruyabilecek muhafızları bulamayacağını düşünürken günler geçip gitmiş. Bir gün saraya yine muhafız olmak için iki arkadaş gelmiş. Padişah onlara da diğer adamlara sorduğu soruları sorarak nehre doğru yürümeye başlamışlar. Nehir kenarına geldiklerinde padişahın askerleri adamlardan birini nehre atmış. Dışarıda kalan arkadaşı hemen nehre atlayarak arkadaşını kurtarmış. Bu padişahın çok hoşuna gitmiş ama sınav daha bitmemiş. Yürümeye başlamışlar ve bir kuyunun önünde durmuşlar. Padişahın askerleri bu sefer diğer adamı kuyunun içine atmış. Dışarıda kalan arkadaş hemen kuyuya atlayarak arkadaşını kurtarmış. Bu durum padişahın çok hoşuna gitmiş ve bu iki arkadaşı muhafızı olarak saraya almış ve iki arkadaş padişahı her zorluğa karşı korumuşlar.

Padişahın güzel kızı

Bir varmış bir yokmuş, çok eski yıllarda bir padişah varmış. Padişahın çocuğu olmuyormuş. Padişah bu duruma çok üzülüyormuş. Ülkenin her bir tarafına haber salmış. Kim benim derdime çare olursa her istediğini yerine getireceğim demiş. Padişahın bu duyurusunu duyan herkes saraya koşmuş. Padişaha ve karısına farklı farklı ilaçlar vermiş ancak padişahın bir türlü çocuğu olmuyormuş Yine günlerden bir gün saraya hamile bir kadın gelmiş. Padişahın derdine çare olacağını anlatmış ve padişahın huzuruna çıkmış. Padişaha isteğini kabul ederse çocuk sahibi olacağını söylemiş. Padişah kadına ne istersen yaparım diye söz vermiş. Kadın isteğimi şimdi değil ilaçları getirince söyleyeceğim demiş ve saraydan ayrılmış. Aradan bir hafta geçtikten sonra tekrar ilaçlarla saraya gelmiş. Padişaha benim bir oğlum olacak senin de kızın olacak. Çocuklar evlenme çağına gelince benim oğlumla senin kızın evlenecek demiş. Bu şartımı kabul edersen ilaçları vereceğim demiş. İleride sözünü unutursan kızının hayrını göremezsin demiş. Padişah hiç düşünmeden kabul etmiş ve kadının dediği gibi bir kızı olmuş. Aradan yıllar geçmiş padişahın kızı evlenme çağına gelmiş. Zengin bir ülkenin kralı padişahın kızını oğluna istemiş ve padişah hiç düşünmeden kızını kralın oğluna vermiş. Sarayda düğün hazırlıkları başlamış. Padişahın kızı çok hastalanmış, her geçen gün daha kötüye gidererek yataktan kalmaz hale gelmiş. Padişahın kızının haline çok üzülüyormuş ve yine ülkenin her tarafına haber göndermiş. Kızını iyileştirecek her kim olursa her isteğini kabul edecekmiş. Ancak hiç kimse kızının hastalığına çare olamamış. Padişah bir gün otururken o kadının söyledikleri aklına gelmiş. Kadını bulmaları için ülkenin her yerine askerlerini göndermiş ve kadını bulup getirmişler. Kadın padişaha sen sözünü tutmadın işte kızın bu hale geldi demiş. Padişah kadına yalvararak kızını kurtarmasını istemiş. Kadın oğlumla evlendirirsen kızını iyileştiririm demiş. Padişah hemen kabul etmiş. Kadın kızı için ilaçlar hazırlamış ve kızını hastalıktan kurtarmış. Padişahın kızı ile kadının oğlu evlenmişler ve sarayda mutlu mesut yaşamaya başlamışlar.
" } ] }