Deyim Örnekleri ve Açıklaması
25 Temmuz 2024

Deyim Örnekleri ve Açıklaması

Deyim Örnekleri

Deyimler, dilimize yerleşmiş ve günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız kalıplaşmış ifade biçimleridir. Bu deyimler, kültürel mirasımızın bir parçasını oluşturur ve dilimizi zenginleştirir. Deyimler, genellikle mecazi anlamlar taşır ve doğrudan ifade edilemeyen duyguları, durumları veya düşünceleri anlatmak için kullanılır. İşte bazı yaygın deyim örnekleri ve anlamları:

Yaygın Deyim Örnekleri

  • Abuk sabuk konuşmak: Mantıksız ve anlamsız şeyler söylemek.
  • Acısını çekmek: Bir olayın veya durumun olumsuz sonuçlarına katlanmak.
  • Açığa çıkarmak: Gizli olan bir şeyi ortaya çıkarmak.
  • Açık kapı bırakmak: Bir konuda esneklik göstermek, geri dönüş için bir imkan bırakmak.
  • Açık konuşmak: Dürüst ve net bir şekilde konuşmak.
  • Ağzı açık ayran delisi: Şaşkın ve hayret içinde olan kişi.
  • Ağzında bakla ıslanmamak: Sır saklayamamak.
  • Ağzından laf almak: Bir kişiyi konuşturarak bilgi edinmek.
  • Ağzından yel alsın: Olumsuz bir şeyi söyleyen kişiye, söylediğinin gerçekleşmemesi için söylenen bir deyim.
  • Ağzı açık kalmak: Çok şaşırmak.
  • Burun kıvırmak: Bir şeyi küçümsemek veya beğenmemek.
  • Baltayı taşa vurmak: Yanlış bir hareket yaparak zor duruma düşmek.
  • Ağzından bal akmak: Çok güzel ve tatlı konuşmak.
  • Ağır başlı olmak: Ciddi, olgun ve sakin davranmak.
  • Ağzı kulaklarına varmak: Çok sevinmek.
  • Ağzıyla kuş tutmak: Çok zor bir işi başarmak.
  • Pabucu dama atılmak: İtibarını kaybetmek.
  • Büyümüş de küçülmüş: Yaşına göre olgun davranan çocuk.
  • Bindiği dalı kesmek: Kendi çıkarına zarar verecek bir iş yapmak.
  • Burnu sürtülmek: Bir olaydan ders almak.
  • Burnunun dikine gitmek: Kendi bildiğini okumak, inat etmek.
  • Burnunun direği sızlamak: Çok üzülmek.
  • Burun buruna gelmek: Çok yakın olmak veya karşı karşıya gelmek.
  • Burnunun ucunu görmemek: Çok dalgın veya dikkatsiz olmak.
  • Burnu büyük: Kendini beğenmiş, kibirli.
  • Gafil avlanmak: Beklenmedik bir anda yakalanmak.
  • Geceyi gündüze katmak: Çok çalışmak, yoğun bir şekilde uğraşmak.
  • Etekleri tutuşmak: Çok telaşlanmak.
  • Ecel teri dökmek: Çok korkmak.
  • Ekmeğine yağ sürmek: Birinin işine yarayacak bir şey yapmak.
  • Ekmeğinden etmek: Birini işsiz bırakmak.
  • Kabak tadı vermek: Sıkıcı hale gelmek.
  • Kafadan atmak: Bilgi sahibi olmadan yorum yapmak.
  • Kabir azabı çekmek: Büyük bir sıkıntı yaşamak.
  • Kabuğuna çekilmek: İçine kapanmak.
  • Mahalleyi ayağa kaldırmak: Büyük bir gürültü veya kargaşa çıkarmak.
  • Makas almak: Bir şeyden pay almak.
  • Faka basmak: Kandırılmak veya tuzağa düşmek.
  • Fenerin çemberinden geçmek: Çok zor bir iş başarmak.
  • Fener alayı: Büyük bir kalabalık.
  • Farelerin cirit atması: Çok sessiz ve ıssız bir yer.
  • Kabına sığmamak: Çok heyecanlı veya enerjik olmak.
  • Pabucunu ters giydirmek: Birini korkutmak veya sindirmek.
  • Paçayı kurtarmak: Zor bir durumdan kurtulmak.
  • Pabuç bırakmamak: Pes etmemek, direnç göstermek.
  • Pabuç pahalı: Durumun ciddi ve zor olduğunu ifade eder.
  • Dal budak salmak: Genişlemek, yayılmak.
  • Dağdan gelip bağdakini kovmak: Sonradan gelenin, eskisini yerinden etmek.
  • Dağlara düşmek: Büyük bir üzüntü yaşamak.
  • Daldan dala konmak: Sürekli fikir veya iş değiştirmek.
  • İbret almak: Bir olaydan ders çıkarmak.
  • İcabına bakmak: Bir işi halletmek.
  • İçi cız etmek: Çok üzülmek.
  • İç çekmek: Derin bir nefes alarak üzüntüsünü ifade etmek.
  • İçi dışı bir olmak: Samimi ve dürüst olmak.
  • Yağ yapmak: Birine yaranmak için aşırı ilgi göstermek.
  • Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin: Bir durumu kabul etmek veya oradan uzaklaşmak gerektiğini ifade eder.
  • Yağlı ballı olmak: Çok iyi ve tatlı ilişkiler içinde olmak.
  • Yağ bal olmak: Çok iyi anlaşmak.
  • Yağcılık yapmak: Birine yaranmak için aşırı ilgi göstermek.
  • Yabancılık çekmek: Bir yere veya duruma alışamamak.
  • Yabana atmak: Önemsiz görmek, değersiz saymak.
  • Zaman kazanmak: Bir işi yapabilmek için süre kazanmak.
  • Zehir etmek: Bir durumu çok zor ve çekilmez hale getirmek.
  • Zaman öldürmek: Boş vakit geçirmek.
  • Zemin hazırlamak: Bir durum için uygun koşulları oluşturmak.
  • Zevkini çıkarmak: Bir şeyden büyük keyif almak.
  • Zılgıt yemek: Sert bir şekilde azar işitmek.
  • Zart zurt etmek: Düşünmeden ve kaba bir şekilde konuşmak.
  • Zeytinyağı gibi üste çıkmak: Hatalı olduğu halde kendini haklı göstermeye çalışmak.

Deyimlerin Kültürel Önemi

Deyimler, bir dilin ve kültürün zenginliğini ve derinliğini yansıtan önemli öğelerdir. Her deyim, toplumun yaşam biçimini, değerlerini ve tarihini yansıtır. Deyimler, dilin canlılığını korumasına ve kültürel mirasın nesilden nesile aktarılmasına yardımcı olur. Aynı zamanda, deyimler bir dilin öğrenilmesini ve anlaşılmasını da kolaylaştırır, çünkü deyimler sayesinde dilin inceliklerini ve nüanslarını öğrenmek mümkün olur.

Sonuç

Deyimler, dilimizin vazgeçilmez bir parçasıdır ve günlük hayatımızda sıkça kullanılırlar. Bu deyimlerin anlamlarını ve kullanım yerlerini bilmek, hem dilimizi daha etkili kullanmamızı sağlar hem de kültürel mirasımızı korumamıza yardımcı olur. Deyimlerin zengin dünyasında gezindikçe, dilimizin ne kadar renkli ve derin olduğunu daha iyi anlarız.

Sizden Gelen Sorular / Yorumlar

İlk soruyu siz sormak istermisiniz?

Soru Sor / Yorum Yap

şifre

Çok Okunanlar

Belediye Dilekçe Örneği

Belediye Dilekçe Örneği

Haber Bülteni

Güncel

Slogan Örnekleri Slogan Yöntemleri

Slogan Örnekleri Slogan Yöntemleri

Güncel

Deyim Örnekleri ve Açıklaması

Deyim Örnekleri ve Açıklaması